Muhtaçlık durumunu belgelemeyen kişilere,yardım yapılması

 

esi Türü

Belediyeler ve Bağlı İdareler

http://www.sayistay.gov.tr/tr/kararlar/jscss/print.png

Yılı

2010

 

Dairesi

5

 

Dosya No

39746

 

Tutanak No

41731

 

Tutanak Tarihi

29.03.2016

 

Kararın Konusu

Çeşitli Konuları İlgilendiren Kararlar

 

 

 

 


 



 

Belediyenin Muhtaç Kimselere Yardım Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak yardım yapması.

164 sayılı ilamın 1 inci maddesiyle; ………Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak yapılması gereken yardımların belirtilen Yönetmeliğin ilgili hükümlerine uyulmadan dağıtılması sonucunda ……….. TL tutarında kamu zararına neden olunduğu gerekçesiyle tazmin hükmü verilmiştir.

Sorumlu dilekçesinde özetle:

………. Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Yönetmeliği kapsamında bir "Değerlendirme Kurulunun" bulunduğu, değerlendirme kurulu tarafından kabul edilen ve Yönetmelikte işaret edilmiş belgeler esas alınarak müracaatların değerlendirildiği, ancak denetim yılı itibariyle ayrı bir hesabın bulunmadığı, daha sonra başkanlık oluru ile hesabın açıldığı ve yardımların bankada açılmış olan hesaptan yapıldığı; yapılan yardımlara ilişkin değerlendirme kurulunun kararlarının Noter tasdikli Karar Defterine kaydedildiği; daha sonra yardım sandığının kaldırıldığı ve yardımların adı geçen Yönetmelik çerçevesinde Belediyenin genel hesapları üzerinden gerçekleştirildiği,

Yardımların bir kısmının doğası gereği nakdi olarak karşılandığı, muhtaçlara yapılan yardımların bir bölümünün EFT yoluyla, geri kalanın ise elden imza karşılığı yapıldığı,

Yardımların ilçede ikamet etmeyen ancak belediyenin doğal paydaşı konumunda olan kişi ve kuruluşlara da yapıldığı,

Evrakları eksik olan kişilerin yardım taleplerinin istenilen belgeleri daha sonra tamamlamaları kaydıyla karşılandığı Belediyede görev yapan personele, encümen üyelerine ve ihale komisyonunda görevli kamu görevlilerine yapılan ilave ödemelerin Belediye ile sendika arasında yapılan "sosyal denge sözleşmesinin" bir gereği olduğu ve 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuncun Geçici 8 inci maddesi ve 6289 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesi hükmü gereği bu tür ödemeler için idari ve mali takibat yapılamayacağı,

Muhtaçlık durumunu belgelemeyen kişilere, özel okulda okuyan ve fakirlik belgesi bulunmayan öğrencilere, belediye sınırları dışında faaliyet gösteren dernek ve vakıflar ile belediye sınırları dışında ikamet eden kişilere, muhtarlara ve eksik belgesi olan ve kim olduğu belli olmayan kişilere ödeme yapılmasının nedeninin bu tür müracaatların çok fazla olmasından, anında istenilen belgelerin temin edilememesinden ve değerlendirme kurulu üyelerinin üst yönetim kadrolarında olmaları ve her zaman toplantı yapamamaları nedeniyle … ,-TL’nin altındaki ödemelerin inisiyatifinin Yazı İşleri ve Mali Hizmetler Müdürlüklerine bırakılmış olmasından kaynaklandığı, belirtilerek, yapılan yardımların mevzuata aykırı olmadığı bu nedenle Daire tarafından verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını istemektedir.

39642, 39643 ve 39644 numaralı dosyalarda Değerlendirme Kurulunda görev yapan sorumlular dilekçelerinde:

Kendisinin ………….. Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu üyesi olmadığı, Kurul üyeliğinin olduğu kabul edilse dahi Kurula yardım yapılacak kişilerle ilgili hiç talep gelmediği. Kurulun bu amaçla toplanarak olumlu ya da olumsuz aldığı bir kararının bulunmadığı, muhtaç kimselere yapılan yardımın Yazı İşleri Müdürlüğüne tahsis edilmiş olan ödenekten karşılandığı, belgelerin toplanması, kimlere yardım yapılacağının değerlendirilmesi ve belirlenmesi işlemlerinin de bu birim ve başkanlık makamı tarafından yapıldığı belirtilerek; Daire tarafından muhtaç kimselere yapılan yardımların mevzuata aykırı olmasından dolayı sorumluluğuna karar verilen hükmün bozularak sorumluluğunun kaldırılması talep edilmektedir.

Sayıştay Başsavcılığının karşılamasında:

Daire kararında, Belediye Başkanının (eski) sorumluluğunun 5393 sayılı Kanunun 38 inci maddesindeki. "Belediye başkanının görev ve yetkileri şunlardır:

a)Belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak

n) Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak,'* hüküm ile 5018 sayılı Kanunun 8 inci maddesindeki, -iHer türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır. " şeklindeki hükmüne dayandırıldığı görülmektedir.

Üst Yöneticinin sorumluluğu 5018 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde düzenlenmiş olup; maddede, Üst yöneticilerin, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden sorumlu oldukları, bu sorumluluklarının gereklerini ise harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirecekleri belirtilmektedir.

Üst yöneticilerin sorumluluğuyla ilgili olarak 14.6.2007 tarih ve 5189/1 karar numaralı Sayıştay Genel Kurul Kararında, 5018 sayılı Kanunun 11 inci maddesinden bahsedildikten sonra, üst yöneticilerin özel Kanunlardan doğan Sayıştay'a karşı mali sorumlulukları olabileceği gibi, münferit bir olayda sorumluluklarına hükmedilmeleri de gerekebileceği, bu hususun, meselenin Sayıştay yargısında görüşülmesi sırasında hükme bağlanacak bir konu olduğu ifade edilmiştir.

5018 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde yer verilen hesap verme sorumluluğu genel nitelikte bir sorumluluk olup, bu sorumluluk duruma göre cezai, idari ve mali sorumluluklardan birini ya da birden fazlasını kapsayabilir.

5018 sayılı Kanun kusurlu sorumluluk ilkesi çerçevede harcama sürecinde kimlerin Sayıştay'a karşı mali açıdan sorumlu olacağını belirlemiş olup, bunlar harcamanın başından sonuna kadar ki süreçte fiilen görev alan; işlemleri gerçekleştiren gerçekleştirme görevlileri, görevlendirilmiş gerçekleştirme görevlileri, harcama yetkilisi ve muhasebe yetkilidir. Üst yöneticilerin mali yönden sorumluluğu ise istisnai bir durumdur. Zira üst yöneticilerin Kanunla kendilerine verilen görevlerin yerine getirilmesindeki sorumluluklarını sayılan görevliler aracılığıyla yerine getirecekleri adı geçen Kanunun 8 inci maddesinde ifade edilmektedir.

Üst yöneticilerin harcama sürecinde fiilen bir görevleri bulunmamaktadır. Üst yöneticiler ancak harcama sürecinde düzenlenen herhangi bir belgeyi görevi nedeniyle düzenlemiş ve imzalamış ise bu işlemden dolayı sorumlu olacağı, böyle bir işlem gerçekleşmemişse kaynakların etkili ekonomik ve verimli kullanılmaması gibi nedenlerle mali yönden sorumlu tutulamayacağı, dolaysıyla Daire kararının dayanağı olan 5393 sayılı Kanunun 38 inci ve 5018 sayılı Kanunun 8 inci maddeleri çerçevesinde üst yöneticinin mali yönden sorumlu tutulmasının mevzuata uygun olmayacağı değerlendirilmektedir.

Ancak, belediyenin muhtaç kimselere yapmış olduğu yardımların mevzuatın dışına çıkılarak yapıldığı, ayrıca bu yardım ödemelerinde mevzuata açıkça aykırı bir şekilde gerçekleştirme görevlisi olarak Belediyeye ait şirkette işçi olarak çalışan bir personelin gerçekleştirme görevlisi olarak görevlendirildiği denetçinin yapmış olduğu tespitlerden anlaşılmaktadır. Bu durum belediyenin yapmış olduğu özellikle sosyal nitelikli harcamalarda mali disiplinden uzaklaşıldığını ve malî yönetim ve kontrol sisteminin zaafa uğradığını göstermektedir. Bu nedenle, hem üst yöneticinin sorumluluğunun belirlenmesini hem de konunun 5018 sayılı Kanunun 77 nci maddesi çerçevesinde denetlenmesini sağlamak üzere konunun İçişleri Bakanlığına bildirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
 

Bu itibarla, Daire kararının bozularak dosyanın Dairesine iade edilmesi yönünde karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

39642, 39643 ve 39644 numaralı dosyalara ilişkin savcılık karşılaması ise:

Yargı Raporunda yapılan tespitlerden. Muhtaçlara Yardım Sandığının ayrı bir hesabının olmadığı, zaman zaman encümen kararları alınarak yapılacak yardımlara ilişkin paranın mutemede teslim edildiği, ancak Yönetmelikte belirtilen müracaat, araştırma, değerlendirme ve yardım miktarını belirleme gibi konularda Değerlendirme Kurulu tarafından herhangi bir karar alınmadığı ve dolaysıyla da Karar Defterinin tutulmadığı anlaşılmakta olup diğer sorumlular bu konudaki savunmalarında Karar Defterinin noterden tasdik ettirilerek tutulmaya başlandığını ve Değerlendirme Kurulunun yapmış olduğu değerlendirmelere ilişkin kararların Deftere geçirildiğini ifade etmişlerse de savunma ekinde bu defter ve değerlendirme tutanaklarına yer verilmediği görülmektedir.

Muhtaçlara Yardım Sandığından; muhtaçlığını belgeleyemeyen kişilere, fakirlik belgesi olmayan öğrencilere, belediye sınırları dışında faaliyet gösteren dernek vakıf ve ikamet eden kişilere, muhtarlara, kurum personeline, vb. yerlere, mevzuata aykırı şekilde ödeme yapıldığı Yargılama Raporunda belirtilmekte olup. sayılan usulsüz ödemelere ilişkin harcama sürecinde adı geçen kişinin gerek harcama yetkilisi olarak gerekse hem görevlendirilmiş gerçekleştirme görevlisi hem de süreçteki gerçekleştirme görevlisi olarak yer almadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, Değerlendirme Kuruluna herhangi bir bilgi verilmeden ve değerlendirmesine ihtiyaç duyulmadan başka bir birim amiri ve Başkan tarafından yardımın nerelere ve kimlere yapılacağına karar verilmesi Değerlendirme Kurulunun yetkilerinin gasp edilmesi anlamına da gelmektedir.

Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu üyesi olarak görevlendirildiği belirtilen belediye başkan yardımcısı (eski) …………….’nun, yapılan usulsüz yardımlara ilişkin bir dahilinin olmadığı ve süreçte görev almadığı anlaşıldığından yapılan usulsüz harcamalardan dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığı değerlendirilmektedir.

Bu itibarla, talebin kabul edilerek Daire tarafından verilen tazmin hükmüne ilişkin sorumluluğun belediye başkan yardımcısı (eski) …………..’nun uhdesinden kaldırılması ve Değerlendirme Kurulu üyeleri dışında diğer sayılan görevlilerin uhdesinde bırakılması yönünde karar verilmesinin uygun olacağı düşünüldüğünü ifade etmiştir.

Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra gereği görüşüldü;

Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde sandık değerlendirme kurulunda görev yapan şahıslar sorumlu olmadıkları yönünde itirazda bulunmuşlardır.
 

Belediye Başkan yardımcılarından oluşan sandık değerlendirme kurulunun fiili olarak hiçbir görev yapmadığı ekli belgelerde bu kurulun toplandığına ve karar aldığına ilişkin bir belgenin olmadığı anlaşılmıştır.

Muhtaçlara Yardım Sandığından; muhtaçlığını belgeleyemeyen kişilere, fakirlik belgesi olmayan öğrencilere, belediye sınırları dışında faaliyet gösteren dernek vakıf ve ikamet eden kişilere, muhtarlara, kurum personeline, vb. yerlere, mevzuata aykırı şekilde ödeme yapıldığı anlaşılmış olup sayılan usulsüz ödemelere ilişkin harcama sürecinde değerlendirme kurulu üyelerinin gerek harcama yetkilisi olarak gerekse hem görevlendirilmiş gerçekleştirme görevlisi hem de süreçteki gerçekleştirme görevlisi olarak yer almadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, Değerlendirme Kuruluna herhangi bir bilgi verilmeden ve değerlendirmesine ihtiyaç duyulmadan başka bir birim amiri ve Başkan tarafından yardımın nerelere ve kimlere yapılacağına karar verilmesi, Değerlendirme Kurulunun saf dışı bırakılarak işlem yapıldığını ve yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edildiğini göstermektedir.
 

Muhtaçlara Yardım Sandığının ayrı bir hesabının olmadığı, zaman zaman encümen kararları alınarak yapılacak yardımlara ilişkin paranın mutemede teslim edildiği, ancak Yönetmelikte belirtilen müracaat, araştırma, değerlendirme ve yardım miktarını belirleme gibi konularda Değerlendirme Kurulu tarafından herhangi bir karar alınmadığı ve dolayısıyla da Karar Defterinin tutulmadığı anlaşılmakta olup diğer sorumlular bu konudaki savunmalarında Karar Defterinin noterden tasdik ettirilerek tutulmaya başlandığını ve Değerlendirme Kurulunun yapmış olduğu değerlendirmelere ilişkin kararların Deftere geçirildiğini ifade etmişlerse de savunma ekinde bu defter ve değerlendirme tutanaklarına yer verilmediği görülmektedir.

Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu üyelerinin yapılan usulsüz yardımlara ilişkin bir dahlinin olmadığı ve süreçte görev almadığı anlaşıldığından yapılan usulsüz harcamalardan dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.

Ayrıca usulsüz ödemelere ilişkin ödeme emri eklerinde encümen kararları olduğu ve encümen üyelerince usulsüz yardımların yapılmasına ilişkin kararlar alındığı ancak bu durumun ilamda değerlendirilmediği anlaşılmıştır.
 

Bu itibarla; gerek Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu üyelerinin sorumluluğunun yeniden değerlendirilmesi gerekse encümen üyelerinin sorumluluğa dahil edilmemiş olması nedeniyle 5.Daire tarafından 164 sayılı ilamın 1 inci maddesi ile verilen tazmin hükmünün bozularak dairesine gönderilmesine, oyçokluğuyla,

(Üye ……… karara katılmakla birlikte Belediye Encümeninin görevleri 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 34’üncü maddesinde sayılmış olup, söz konusu maddede ve diğer mer’i mevzuatta belediye encümenine mal ve hizmet alımı, yardım yapılması konularında bir yetki ve görev verilmemiştir. Belediye encümeninin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu öncesi yürürlükte bulunan 2886 sayılı Devlet İhale Kanunundan kaynaklanan mal ve hizmet alımı yetkisi bulunmakta iken söz konusu kanun hükümleri mülga olmuştur. Dolayısı ile belediye encümenince mülga 2886 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde almış olduğu kararlar hukuken butlan olup, bir bağlayıcılığı ve yaptırımı da bulunmamaktadır. Dolayısı ile mal ve hizmet alımında ve yardım yapımında yetkisiz bir şekilde butlan bir karar alan belediye encümen üyelerinin sorumlu tutulmaması gerekir. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çerçevesinde yetkili olanlar sorumlu tutulması gerekir yönündeki ilave görüşüyle,

Üye ………..’ın; “164 sayılı ilamın 1 inci maddesine ilişkin verilen tazmin hükmünün bozulması kararına katılmakla beraber, ilave olarak;

………… Belediyesi tarafından Sayıştay Daireler Kurulu’nun 02.06.2004 tarih ve 1149/9 nolu kararı ile Sayıştay görüşü alınarak çıkarılan ... Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Yönetmeliği’nin,

Amaç başlıklı 1 inci maddesinde;

“Bu yönetmelik, Belediye sınırları dahilinde ihtiyaç sahiplerine verilecek aynı ve nakdi yardımlarla ilgili esasları belirlemek ve yardım dağıtmak için düzenlenmiştir.”

“Kapsam” başlıklı 2 inci maddesinde;

“Bu yönetmelik, Belediye sınırları dahilinde ikamet edenlerden 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun diğer hükümlerine göre ihtiyaçları karşılanamayan ve Sandık Değerlendirme Kurulunun yapacağı çalışmalar sonucunda muhtaç oldukları belirlenen kişileri kapsar.”

“Sandığa müracaat şekli” başlıklı 5 inci maddesinde;

“Sandıktan yardım talebinde bulunmak isteyenler bağlı oldukları mahalle muhtarlığından alacakları ikametgah ve muhtaçlık ilmuhaberiyle birlikte form dilekçe ile Sandık Değerlendirme Kuruluna ve Belediye başvurabilirler. Belediyeye yapılan müracaatlar Sandığa havale edilir.
 

Öğrenim yardımı talep ediyorsa bunlara ilaveten okuldan alınacak tahsil belgesi; tıbbi yardım talep ediyorsa ilgili sağlık kuruluşundan alınacak ve onaylanmış rapor form dilekçeye eklenir.

Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde; kişilerce yapılacak müracaatlarda, gerekli bilgi ve belgeler Sandık görevlilerince mümkün olduğunca gizli olarak ve muhtaçların onurlarını zedelemeyecek biçimde temin edilir.” Denilmektedir.

Yönetmeliğin 7 nci maddesinde, müracaat dilekçelerinde belirtilen bilgilerin resmi kurumlar ve muhtarlıklar nezdinde yapılacak araştırma ile teyit edileceği, Sandık Değerlendirme Kurulu üyelerinin beyan ve imzalarını içermeyen taleplerin işleme konulmayacağı;
 

Yönetmeliğin 8 inci maddesinde, Sandık Değerlendirme Kurulunun, her yılın Ocak ayının ilk toplantısında muhtaçlık dereceleri ile muhtaçlara yapılacak yardım miktarını tespit edeceği belirtilmiştir.

Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde, Sandık yardımlarının nakdi veya aynı olabileceği gibi kısmen nakdi, kısmen ayni de yapılabileceği belirtildikten sonra, mümkün olduğunca aynı yardım yapılması, ancak nakdi yardım yapılması gerekiyorsa bunun gerekçelendirilmesi gerektiği, nakdi ödemelerin çekle yapılacağı, yardımların devamlı belirli aralıklarla veya bir defada yapılacağına Sandık Değerlendirme Kurulu kararında yer verileceği, yardım yapılmasına karar verilen kişilere ayrıca bir sicil numarası verileceği ve yardım kararları mahalle bazında tasnif edilecek dosyalarda muhafaza olunacağı, deprem, sel, yangın gibi olağanüstü durumlar hariç, belediye ile diğer kamu kuruluşlarında çalışan memur, sözleşmeli personel, geçici personel ile işçilere sandıktan yardım yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Yönetmeliğin 14 üncü maddesinde, Sandık hesaplarının belediye idare hesabı içinde ve belediye saymanı tarafından Sayıştay’a verileceği, 17 nci maddesinde ise Sandık kayıtları ve muhasebenin işletme hesabı esasına göre tutulacağı, ambar kayıtları için özel ambar defteri, Değerlendirme Kurulunun aldığı karar için karar defteri tutulacağı, tüm gelir, gider ve ambar kayıtlarının belgeye dayandırılmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.

Yargı Raporunda yapılan tespitlerden; Muhtaçlara Yardım Sandığının ayrı bir hesabının olmadığı, zaman zaman Encümen kararları alınarak yapılacak yardımlara ilişkin paranın mutemede teslim edildiği, Yönetmelikte belirtilen müracaat, araştırma, değerlendirme ve yardım miktarını belirleme gibi konularda Değerlendirme Kurulu tarafından herhangi bir karar alınmadığı ve dolayısıyla da Karar Defterinin tutulmadığı anlaşılmakta olup, bazı sorumlular bu konudaki savunmalarında Karar Defterinin noterden tasdik ettirilerek tutulmaya başlandığını ve Değerlendirme Kurulunun yapmış olduğu değerlendirmelere ilişkin kararların Deftere geçirildiğini ifade etmişlerse de savunmaları ekinde bu defter ve değerlendirme tutanaklarına da yer verilmediği görülmektedir.

Nitekim, İlamda sorumlu tutulanlardan; Harcama Yetkilisi sıfatıyla Yazı İşleri Müdürü …….., Gerçekleştirme Görevlisi sıfatıyla Memur ……….. ile Muhasebe Yetkilisi sıfatıyla Mali Hizmetler Müdürü ………. benzer nitelikteki savunmalarında; “Sandık hesabı” diye bir hesabın olmadığı, yapılan tenkitler üzerine 01.12.2011 tarihli ve 617 sayılı Başkanlık Oluru ile müstakil bir hesap açıldığını ve bu hesaptan yapılacak ödemelerle ilgili Karar Defteri edinildiğini; ancak,10.01.2012 gün ve 37 sayılı Başkanlık Oluru ile ... Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığının kaldırıldığını ve bu tarihten sonra muhtaçlara yapılan ödemelerin ... Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde Belediyenin genel hesapları üzerinden gerçekleştirildiğini, ifade etmişlerdir.

Yine, İlamda “... Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu Üyesi” sıfatı ile sorumlu tutulan Belediye Başkan Yardımcıları …………. ile ………..’nun savunmalarında;

……… Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu üyesi olmadıkları, Kurul üyeliğinin olduğu kabul edilse dahi Kurula yardım yapılacak kişilerle ilgili hiç talep gelmediği, Kurulun bu amaçla toplanarak almış olduğu olumlu ya da olumsuz aldığı bir kararının bulunmadığı, muhtaç kimselere yapılan yardımın Yazı İşleri Müdürlüğüne tahsis edilmiş olan ödenekten karşılandığı, belgelerin toplanması, kimlere yardım yapılacağının değerlendirilmesi ve belirlenmesi işlemlerinin de bu birim ve başkanlık makamı tarafından yapıldığı, ifade edilmiştir.
 

İlamda da; ”Kamu zararına neden olunan işlemlerin aşağıdaki şekilde gerçekleştirildiği tespit edilmiştir:” başlığı altında;

“Sandık hesabı diye bir hesabın olmadığı, yardım yapılacağı zaman peyderpey alınan encümen kararları ile paranın mutemede teslim edildiği, yardım yapılan miktara ilişkin dosyalar tutulduğu; ancak, yardım yapılması ile ilgili Yönetmelikte belirtilen müracaat, araştırma, değerlendirme ve yardım miktarı belirleme gibi konularda hiçbir kurala uyulmadığı, Değerlendirme Kurulu tarafından herhangi bir karar alınmadığı, dolayısıyla karar defteri de tutulmadığı,
 

Yardımların daha çok ayni yapılacağı eğer nakdi yardım yapılıyorsa bunun gerekçesinin belirtileceği ve nakdi yardımların banka kanalıyla yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen; yardımların hemen hemen tamamının nakdi yapıldığı, nakdi yardım miktarı ve yardım yapılan kişilerle ilgili herhangi bir kriter bulunmadığı ve nakdi yardımların banka yerine elden imza karşılığı yapıldığı,….” ifade edilmiştir.

Buna rağmen, İlamda, ’………… Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu Üyesi’ sıfatı ile Belediye Başkan Yardımcıları ……….., …….. ile ………..’nun sorumlu tutuldukları görülmüştür.

İlamda, bu kişilerin sorumlu tutulmalarının gerekçesi olarak;

“Daire yargılaması sırasında …………Belediye Başkanlığı’nın gönderdiği ek açıklamada yer alan: ”………… Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Yönetmeliği hükümleri uyarınca ve Başkanlık Makamı’nın onaylarıyla bir ‘Değerlendirme Kurulu’ kurulmuştur. Kayıtlarımızın incelenmesi neticesinde Kurulda görevlendirilen görevlilere kurulda görevlendirildiklerine ilişkin Başkanlık Onayının tebliğ edildiğine ilişkin bir belgeye rastlanmamış olmakla birlikte, Başkanlık Makamı’nın onaylarıyla Kurulda görevlendirilmiş olanların, gerek ‘Koordinatör Başkan Yardımcısı’, ‘Kültür ve Sosyal İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı’ şeklindeki unvanları taşımaları nedeniyle bizzatihi Değerlendirme Kurulu’na onay veren ‘Riyaset Makamı’ nı temsil etmekte oldukları; gerekse Sayıştay Başkanlığınca gerçekleştirilen ve 2010, 2011 yıllarından önceki dönemlere ilişkin denetimler sırasında, yapılan sosyal yardımlar nedeniyle Belediye adına açıklamalarda bulundukları ve bilgilerine başvurulduğu gerçeği dikkate alındığında, ‘böyle bir kurula atandıklarından haberlerinin bulunmadığı’ yönündeki açıklamaların fiili gerçeklikle uyuşmayacağı kanaatine varılmıştır.” İfadelerinden hareketle; ... Belediye Başkanlığı’nın söz konusu yazılarına istinaden ……..Belediye (Eski) Başkan Yardımcısı ………. ile ………..’nun söz konusu “Değerlendirme Kurulu”nda üyeliklerinin bulunduğu ve bu durumdan bilgi sahibi oldukları kanaatine varıldığı;

Ayrıca, …….. Belediye (Eski) Başkan Yardımcısı ……….. ile ………..Belediye (Eski) Başkan Yardımcısı …………’ nun 2007 ve 2008 yılları için söz konusu “Değerlendirme Kurulu” nda görevlendirildiklerine dair ... Belediye Başkanlığı Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen yazılara istinaden ve Kurul üyeliklerinde herhangi bir değişiklik olmaması durumunda bu görevlendirmelerin devam ettiği hususu da dikkate alındığında, …………. ile …………’ nun sorumluluklarının bulunmadığına dair iddialarının kabul edilmesine imkan bulunmadığı,

İfadelerine yer verilmiştir.

6085 sayılı Sayıştay Kanununun “Sorumlular ve sorumluluk halleri” başlıklı 7’inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “ Sorumlular; mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile illiyet bağı kurularak oluşturulan ilamda yer alan kamu zararından tek başlarına veya birlikte tazmin ile yükümlüdür.” denilmektedir.

‘…….. Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu Üyesi’ sıfatı ile sorumlu tutulan Belediye Başkan Yardımcısı ……….. temyiz dilekçesinde; Daire İlamındaki sorumluluk tespitinin “objektif sorumluluk” tespiti olmadığını; “şunlardan, bunlardan da anlaşılacağı gibi” şeklinde bir yorum bağlantısı kurularak, mevzuata aykırı işlem ile görevi arasında bağ kurulduğunu, hukuk dilinde bunun adının “sübjektif sorumluluk olduğunu; gerçekte muhtaç kimselere yardım ödeneğinin Belediye Yazı İşleri Müdürlüğüne tahsis edilmiş olan ödenekten yapıldığı, yardım için gerekli belgelerin Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından toparlandığını, kime, hangi miktarda yardım yapılacağının bu birim ve Riyaset Makamınca belirlendiğini ve talimata dönüştürülerek tahakkuk birimine yönlendirildiğini; buna karşın Değerlendirme Kurulunun göstermelik olarak oluşturulduğunu, bu Kurulda görev almadığını, Kurulun hiç toplanmadığını; sekretaryasının dahi bulunmadığını, Kurulun hiçbir toplantısına katılmadığını, Kurul tarafından alınmış bir Kararın bulunmadığını, ifade ederek; Daire tarafından muhtaç kimselere yapılan yardımların mevzuata aykırı olmasından dolayı sorumluluğuna karar verilen hükmün bozularak sorumluluğunun kaldırılmasını talep etmiştir.

Bütün bu değerlendirmeler sonucunda, İlamda bahsi geçen usulsüz ödemelere ilişkin harcama sürecinde adı geçen kişilerin gerek harcama yetkilisi olarak gerekse hem görevlendirilmiş gerçekleştirme görevlisi hem de süreçteki gerçekleştirme görevlisi olarak yer almadıkları anlaşılmaktadır.
 

Bu itibarla; “... Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu Üyesi” sıfatı ile sorumlu tutulan Belediye Başkan Yardımcıları ………….. ile …’nun yapılan usulsüz yardımlara ilişkin olarak herhangi bir işlem ve eylemlerinin olmadığı ve süreçte görev almadıkları anlaşıldığından, oluşan kamu zararından dolayı bir sorumluluklarının bulunmadığı değerlendirilmektedir.

Ayrıca; İlamda, ’………… Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Değerlendirme Kurulu Üyesi’ sıfatı ile sorumlu tutulan Belediye Başkan Yardımcısı ………..’ın asıl İlamda savunmasının bulunmadığı; ancak, temyiz müracaatında bulunduğu ve diğer Başkan Yardımcıları ile benzer savunmaları ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Bu şahsın sorumluluğunun da yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.

Diğer bir husus olarak; İlamda; ”Kamu zararına neden olunan işlemlerin aşağıdaki şekilde gerçekleştirildiği tespit edilmiştir:” başlığı altında;

“Sandık hesabı diye bir hesabın olmadığı, yardım yapılacağı zaman peyderpey alınan encümen kararları ile paranın mutemede teslim edildiği, yardım yapılan miktara ilişkin dosyalar tutulduğu; ancak, yardım yapılması ile ilgili Yönetmelikte belirtilen müracaat, araştırma, değerlendirme ve yardım miktarı belirleme gibi konularda hiçbir kurala uyulmadığı, Değerlendirme Kurulu tarafından herhangi bir karar alınmadığı, dolayısıyla karar defteri de tutulmadığı,
 

Yardımların daha çok ayni yapılacağı eğer nakdi yardım yapılıyorsa bunun gerekçesinin belirtileceği ve nakdi yardımların banka kanalıyla yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen; yardımların hemen hemen tamamının nakdi yapıldığı, nakdi yardım miktarı ve yardım yapılan kişilerle ilgili herhangi bir kriter bulunmadığı ve nakdi yardımların banka yerine elden imza karşılığı yapıldığı,….ifade edilmiştir.
 

Başkan Yardımcısı …………… da temyiz dilekçesi ekinde, yardım yapılacağı zaman “peyderpey alınan encümen kararları ile paranın mutemede teslim edildiğine” dair örnek olarak 01.06.2010 tarihli ve 317 sayılı Encümen Kararını sunmuştur.

Bu durum karşısında, Encümen Üyelerinin de savunmalarının alınarak sorumluluk hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan; Kamu zararı tablosunun incelenmesinde, tespitlerin eksik yapıldığı, değerlendirmelerin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Örnek olarak; birçok kamu zararı tespitinde, kendilerine yersiz ödeme yapıldığı iddia olunan şahısların isimleri ve bunlara ödenen tutarlar belirtildikten sonra, “Açıklama” bölümünde sadece “kimlik yok” ifadesinin bulunduğu görülmektedir. Gerçekte olmayan şahıslara ödeme yapılmış olması Türk Ceza Kanunu açısından suç teşkil ettiğinden böyle bir durum var ise, bu hususta ayrıca tespit ve değerlendirme yapılıp, suçun bütün unsurları ile ortaya konulup, Dairece yapılacak değerlendirme sonucunda Cumhuriyet Savcılığına iletilmesini teminen müzekkere yazılması gerekmekte idi. Böyle bir durum söz konusu değil ise, gerçekte mevcut olan, ancak kimliğini ibraz etmemiş olan şahıslar için -diğer şartlara haiz oldukları halde-ödeme yapılmış olmasının kamu zararı olarak değerlendirilmesi hukuka uygun değildir. Nitekim, bahsi geçen ... Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Yönetmeliğinde, kimlik belgesini ibraz etmeyen kişilere ödeme yapılmayacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır.

Bütün bu hususlar göz önüne alınarak; daha önce gönderilmiş olup, rapor ekleri arasında bulunan ve temyiz dilekçeleri ekinde ayrıca gönderilen belgeler üzerinde yeniden inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle kamu zararının ve sorumlularının yeniden tespitinin sağlanmasını teminen ilam hükmünün bozulması gerekir.” şeklindeki ilave görüşü ile birlikte

Üyeler ………………….’ın Daire yargılaması sırasında ... Belediye Başkanlığı’nın gönderdiği ek açıklamada: “……… Belediye Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı” ve “………. Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Yönetmeliği” ... Belediye Meclisi’nin kararıyla oluşturulmuş; Sayıştay Başkanlığı’nın uygun görüşü ile de yürürlük kazandırılmıştır.
 

“……….. Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Sandığı Yönetmeliği” hükümleri uyarınca ve Başkanlık Makamı’nın onaylarıyla bir “Değerlendirme Kurulu” kurulmuştur. Kayıtlarımızın incelenmesi neticesinde Kurulda görevlendirilen görevlilere kurulda görevlendirildiklerine ilişkin Başkanlık Onayının tebliğ edildiğine ilişkin bir belgeye rastlanmamış olmakla birlikte, Başkanlık Makamı’nın onaylarıyla Kurulda görevlendirilmiş olanların, gerek “Koordinatör Başkan Yardımcısı”, “Kültür ve Sosyal İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı” şeklindeki unvanları taşımaları nedeniyle bizzatihi Değerlendirme Kurulu’na onay veren “Riyaset Makamı” nı temsil etmekte oldukları; gerekse Sayıştay Başkanlığınca gerçekleştirilen ve 2010, 2011 yıllarından önceki dönemlere ilişkin denetimler sırasında, yapılan sosyal yardımlar nedeniyle Belediye adına açıklamalarda bulundukları ve bilgilerine başvurulduğu gerçeği dikkate alındığında, “böyle bir kurula atandıklarından haberlerinin bulunmadığı” yönündeki açıklamaların fiili gerçeklikle uyuşmayacağı kanaatine varılmıştır.” ifadeleri yer almaktadır.

... Belediye Başkanlığı’nın söz konusu yazılarına istinaden ... Belediye (Eski) Başkan Yardımcısı ………’ nun söz konusu “Değerlendirme Kurulu” nda üyeliğinin bulunduğu ve bu durumdan bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır.

Ayrıca, ... Belediye (Eski) Başkan Yardımcısı ……….. ile ... Belediye (Eski) Başkan Yardımcısı ……….. nun 2007 ve 2008 yılları için söz konusu “Değerlendirme Kurulu” nda görevlendirildiklerine dair ……….. Belediye Başkanlığı Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen yazılara istinaden ve Kurul üyeliklerinde herhangi bir değişiklik olmaması durumunda bu görevlendirmelerin devam ettiği hususu da dikkate alındığında, ……….. ile …………. nun sorumluluklarının bulunmadığına dair iddialarının kabul edilmesine imkan bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla dilekçinin sorumluluk itirazının reddedilmesine,

……..Belediyesi tarafından Sayıştay Daireler Kurulu’nun 02.06.2004 tarih ve 1149/9 nolu kararı ile Sayıştay görüşü alınarak çıkarılan ………… Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Yönetmeliği’nin,

Amaç başlıklı 1 inci maddesinde;

“Bu yönetmelik, Belediye sınırları dahilinde ihtiyaç sahiplerine verilecek aynı ve nakdi yardımlarla ilgili esasları belirlemek ve yardım dağıtmak için düzenlenmiştir.”

“Kapsam” başlıklı 2 inci maddesinde;

“Bu yönetmelik, Belediye sınırları dahilinde ikamet edenlerden 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun diğer hükümlerine göre ihtiyaçları karşılanamayan ve Sandık Değerlendirme Kurulunun yapacağı çalışmalar sonucunda muhtaç oldukları belirlenen kişileri kapsar.”

“Sandığa müracaat şekli” başlıklı 5 inci maddesinde;

“Sandıktan yardım talebinde bulunmak isteyenler bağlı oldukları mahalle muhtarlığından alacakları ikametgah ve muhtaçlık il muhaberiyle birlikte form dilekçe ile Sandık Değerlendirme Kuruluna ve Belediye başvurabilirler. Belediyeye yapılan müracaatlar Sandığa havale edilir.
 

Öğrenim yardımı talep ediyorsa bunlara ilaveten okuldan alınacak tahsil belgesi; tıbbi yardım talep ediyorsa ilgili sağlık kuruluşundan alınacak ve onaylanmış rapor form dilekçeye eklenir.

Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde; kişilerce yapılacak müracaatlarda, gerekli bilgi ve belgeler Sandık görevlilerince mümkün olduğunca gizli olarak ve muhtaçların onurlarını zedelemeyecek biçimde temin edilir.” Denilmektedir.

Yönetmeliğin 7 nci maddesinde, müracaat dilekçelerinde belirtilen bilgilerin resmi kurumlar ve muhtarlıklar nezdinde yapılacak araştırma ile teyit edileceği, Sandık Değerlendirme Kurulu üyelerinin beyan ve imzalarını içermeyen taleplerin işleme konulmayacağı belirtilmiştir.
 

Yönetmeliğin 8 inci maddesinde: Sandık Değerlendirme Kurulunun, her yılın Ocak ayının ilk toplantısında muhtaçlık dereceleri ile muhtaçlara yapılacak yardım miktarını tespit edeceği belirtilmiştir.

Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde Sandık yardımlarının nakdi veya aynı olabileceği gibi kısmen nakdi, kısmen ayni de yapılabileceği belirtildikten sonra, mümkün olduğunca aynı yardım yapılması, ancak nakdi yardım yapılması gerekiyorsa bunun gerekçelendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
 

9 uncu maddede yine nakdi ödemelerin çekle yapılacağı, yardımların devamlı belirli aralıklarla veya bir defada yapılacağına Sandık Değerlendirme Kurulu kararında yer verileceği, yardım yapılmasına karar verilen kişilere ayrıca bir sicil numarası verileceği ve yardım kararları mahalle bazında tasnif edilecek dosyalarda muhafaza olunacağı, deprem, sel, yangın gibi olağanüstü durumlar hariç, belediye ile diğer kamu kuruluşlarında çalışan memur, sözleşmeli personel, geçici personel ile işçilere sandıktan yardım yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Yönetmeliğin 14 üncü maddesinde, Sandık hesaplarının belediye idare hesabı içinde ve belediye saymanı tarafından Sayıştay’a verileceği, 17 nci maddesinde ise Sandık kayıtları ve muhasebenin işletme hesabı esasına göre tutulacağı, ambar kayıtları için özel ambar defteri, Değerlendirme Kurulunun aldığı karar için karar defteri tutulacağı, tüm gelir, gider ve ambar kayıtlarının belgeye dayandırılmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.

Yapılan incelemede, …….. Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirilerek kamu zararına neden olunan işlemlerin aşağıda belirtildiği şekilde gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.

Sandık hesabı diye bir hesabın olmadığı, yardım yapılacağı zaman peyderpey alınan encümen kararları ile paranın mutemede teslim edildiği, yardım yapılan miktara ilişkin dosyalar tutulduğu; ancak, yardım yapılması ile ilgili Yönetmelikte belirtilen müracaat, araştırma, değerlendirme ve yardım miktarı belirleme gibi konularda hiçbir kurala uyulmadığı, Değerlendirme Kurulu tarafından herhangi bir karar alınmadığı, dolayısıyla karar defteri de tutulmadığı,
 

Yardımların daha çok ayni yapılacağı eğer nakdi yardım yapılıyorsa bunun gerekçesinin belirtileceği ve nakdi yardımların banka kanalıyla yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen; yardımların hemen hemen tamamının nakdi yapıldığı, nakdi yardım miktarı ve yardım yapılan kişilerle ilgili herhangi bir kriter bulunmadığı ve nakdi yardımların banka yerine elden imza karşılığı yapıldığı,
 

Yine yardım belediye sınırları dahilinde ikamet edenlerden ihtiyaçları karşılanmayan kişilere yapılacağı belirtilmesine rağmen, belediye sınırları dışında bulunan kişi ve kurumlarla ihtiyaç sahibi olup olmadığı belli olmayan kişilere yapıldığı,
 

Yardım yapılacak kişilerin evraklarının eksik olduğu, ya sadece fakirlik belgesi ile ya da sadece kimlik belgesi ile yardım yapıldığı,
 

5393 sayılı Kanun ve Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak hiçbir değerlendirme yapılmadan muhtaç durumda olmayan ya da muhtaçlık durumunu belgelemeyen kişilere yardım yapıldığı,
 

Özel okulda okuyan öğrencilere yapılan yardımlarla ilgili olarak, bu kişilerin ya ihtiyaç sahibi olmadığı ya da fakirlik belgelerinin olmadığı bu kişiler arasında burslu okuyanların burs giderlerinin tamamını belediyenin karşıladığı, özel okullarda yarım ya da dörtte bir burslu sistemi tercih edenler bu okullarda okumayı göze alan yani kalan kısmı ödeyebileceklerini varsayan kişiler olduğu, bu nedenle bu kişilerin bursun dışındaki kalan kısımlarının belediyeden karşılanması da mümkün olmadığı, devlet okullarında okuyan öğrencilere yardım yapılmasında fakirlik belgesi ve ikametgâh ile kimlik belgesi olmadan ödeme yapıldığı,
 

Belediye sınırları dışında faaliyet gösteren dernek ve vakıflarla belediye sınırları dışında ikamet eden kişilere yardım yapıldığı anlaşılmış, 5393 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi gereği; belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı belediye sınırlarını kapsamaktadır. Bu nedenle bu dernek, vakıf ya da kişilere yardım yapılması mümkün değildir. Ayrıca, belediye sınırları içinde faaliyet gösterse bile, ekli listelerde yer alan dernek, vakıf ya da kişilere muhtaç kimselere yardım ödeneğinden herhangi bir şekilde para ödenmesinin mümkün olmadığı,

Başkanlık özel kaleminde çalışan bazı kimselere para aktarıldığı tespit edilmiş ancak bu paraların ne için ve nasıl kullanıldığı anlaşılamamıştır. Bu şekilde para aktarımı hem Belediye Kanununa hem de Yönetmelik hükümlerine göre mümkün olmadığı gibi, 5018 sayılı Kanuna da aykırılık teşkil ettiği anlaşılmaktadır.

5018 sayılı Kanunun "Harcama talimatı ve sorumluluk" başlıklı 32 inci maddesinde; "Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.

Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur." denilmektedir.

Görüleceği üzere belediye bütçesinden gerçekleştirilecek bir giderin, bütçe tertibine uygun olması, yetkili kişi ve organlarca öngörülen çerçevede gerçekleştirilmiş olması, belgelere dayanması, nitelik olarak mevzuat hükümlerine aykırı olmaması ve maddi hata olmaksızın gerçekleştirilmesi esas alınmış, harcama yetkilisi ve muhasebe yetkilisi de bu hususları kontrol etme yetki ve görevi ile donatılmıştır.

Muhtaçlara yardım ödeneğinin kullanımı ile ilgili encümen kararında; muhtaç durumdaki vatandaşların ve çocukların ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak amacı ile bu ödeneğin kullanılması öngörülmektedir.

Yukarıda ifade edilen esaslar çerçevesinde, ilgili encümen kararları doğrultusunda yapılacak harcamaların da muhtaç vatandaşlar yararına gerçekleştirilmiş olmasının, belgelere dayandırılması ve mevzuat hükümlerine aykırı olmamasının gereği açıktır.

Özel Kalem Müdürlüğü çalışanlarına muhtaçlara yardım sandığından para aktarımı kontrolsüz bir alan oluşturmakta, her türlü keyfiliğe ve suiistimale açık kapı bırakmaktadır. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu' nun 8' inci maddesinde, her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.

“Memur Yardımı” adı altında herhangi bir ekli liste olmaksızın belediyede çalışan personele nakdi yardım yapıldığı,
 

Teslimat tutanağı ile kimi personele yüksek tutarlarda nakit transferi yapılmış ancak söz konusu tutarların hangi amaçlarla kullanıldığına ilişkin ödeme evrakına herhangi bir açıklayıcı belge eklenmediği,
 

Çoğunlukla aynı kişilere düzenli olarak yüksek miktarlarda paralar aktarılmış ve bu aktarmalarla ilgili matbu başvuru dilekçesi dahi bulunmaksızın sadece fakirlik kâğıdı eklenmiş, bunun dışında kimlik belgesi ve ikametgâh belgeleri eklenmemiştir. Bu durum evrak üzerinde yazılı miktarların ilgili kişilere ödenip ödenmediği konusunda tereddütler oluşturmaktadır. Ödemeler Yönetmelik hükmü gereği bankadan yapılmadığı için bu husus kontrol edilememiştir. Bu nedenle ekli listelerde belgeleri eksik olarak belirtilen kişilerin bu paraları alıp almadıklarının ispatı gerekmektedir.

Yine sandık ödeneğinin çeşitli mal, hizmet ve temsil ağırlama giderlerinin karşılanması için kullanıldığı görülmüştür ki bu hem ödeneğin konulma ve kullanılma amacına ve hem de Belediye Kanununa aykırılık oluşturduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan gerekçelere istinaden geçim zorluğu çeken kişilere yardım yapılmak üzere Belediye bütçesinden tahsis edilen yardım ödeneğinin, Yönetmelikte belirtilen hiç bir kurala riayet edilmeden harcandığı ortadadır.

Marketten alınan malzemelere ilişkin olarak da; ayni yardım niteliğinde olsa da, iaşe kolilerinin ilgili Yönetmelik hükümleri gereği “muhtaç” durumda olduğunu belgeleyen kişilere teslim edilip edilmediği hususunda kanıtlayıcı belgeler eklenmemiştir. Bu durum, söz konusu kolilerin, kim oldukları ve ihtiyaç sahibi olup olmadığı belli olmayan kimselere teslim edildiği sonucunu doğurmaktadır ki bu husus ilgili Yönetmelik hükümlerine açıkça aykırıdır.

“Yardımların, Belediye sınırları dahilinde ikamet edenlerden ihtiyaçları karşılanmayan kişilere yapılacağı belirtilmesine rağmen, Belediye sınırları dışında bulunan kişi ve kurumlarla ihtiyaç sahibi olup olmadığı belli olmayan kişilere yapıldığı (…)” tespitine ilişkin olarak, özetle; Belediye sınırları içerisinde ikamet etmekle birlikte Belediyenin “doğal paydaşı” durumunda olan (örneğin Belediye çalışanları, “yurtsuzlar” gibi) kişilere yardım yapıldığı belirtilmiştir.

Ancak, söz konusu Yönetmeliğin “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde; “Bu yönetmelik, Belediye sınırları dahilinde ihtiyaç sahiplerine verilecek ayni ve nakdi yardımlarla ilgili esasları belirlemek ve yardım dağıtmak için düzenlenmiştir.”

“Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinde ise; “Bu yönetmelik, Belediye sınırları dahilinde ikamet edenlerden 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun diğer hükümlerine göre ihtiyaçları karşılanamayan ve Sandık Değerlendirme Kurulunun yapacağı çalışmalar sonucunda muhtaç oldukları belirlenen kişileri kapsar.”

Denilmektedir.
 

Diğer taraftan; Belediye ile diğer kamu kuruluşlarında çalışan memur, sözleşmeli personel, geçici personel ile işçilere sandıktan yardım yapılamayacağı ilgili Yönetmelik’in 9 uncu maddesinde belirtilmesine karşın Belediye personeline “belediye paydaşı” olarak nitelendirilip yardım yapılması ilgili hükümlere açıkça aykırıdır.

Ancak, yardım yapılacak kişilerin muhtaçlık durumunu kanıtlayan belgelerin mevcut olmaması ve sonradan tamamlatılacağı belirtilmiş olmasına rağmen, bu belgelerin sonradan da tamamlatılmamış olması, yapılan itirazların inandırıcılığını ortadan kaldırmaktadır. İlgili Yönetmelik hükümlerinde hangi hallerde, hangi belgelerle birlikte başvuru yapılacağı net bir şekilde öngörülmesine rağmen gerekli belgeler sonradan da olsa tamamlatılmamış, kimi zaman sadece başvuru dilekçesine istinaden “yardım” adı altında ödemeler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Yönetmelikte geçen belgelerin eklendiği kişiler incelenmiş ve uygun bulunanlar kamu zararı listesine alınmamıştır.

Diğer taraftan, Belediye’de görev yapan memur personele, encümen üyelerine ve ihale komisyonunda görev yapan kamu görevlilerine yapılan ilave ödemelerin, Belediye ile Belediye’de örgütlü bulunan kamu görevlileri sendikası arasında yapılan “sosyal denge sözleşmesi”nin gereği olduğunu ifade edilmiş ise de;

657 sayılı kanunun 146 ncı maddesinde yer alan “memurlara” başkaca mali hak sağlanmasını yasaklayan madde hükmü ve Muhtaçlara Yardım Sandığı Yönetmeliği’nin 9 uncu maddesinde belirtilen “deprem, sel, yangın gibi olağanüstü durumlar hariç, belediye ile diğer kamu kuruluşlarında çalışan memur, sözleşmeli personel, geçici personel ile işçilere sandıktan yardım yapılamayacağı” hükmü uyarınca söz konusu ödemelerin yapılması mümkün bulunmamaktadır.

“Sandıktan Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak muhtaçlık durumunu belgelemeyen kişilere, özel okulda okuyan ve fakirlik belgesi olmayan öğrencilere, belediye dışında faaliyet gösteren dernek ve vakıflarla belediye sınırları dışında ikamet eden kişilere, muhtarlara, eksik belge ile kim olduğu belli olmayan kişilere, belediye özel kalem çalışanı personele, teslimat tutanağı ile belirli personele yardım yapıldığı ve sandık ödeneğinin çeşitli mal ve hizmet alımı ile temsil ağırlama giderlerinin karşılanması için kullanıldığı (…)” tespitine ilişkin olarak, ise; iş yoğunluğundan dolayı, … TL’nin altındaki yardım taleplerinin doğrudan Yazı İşleri Müdürlüğü ve Mali Hizmetler Müdürlüğü tarafından, ilgili Yönetmelikte belirtilen şartlar çerçevesinde, değerlendirilmesine dair bir prensibin olduğu, özel ve acil durumlarda ise gerekli evrakın sonradan tamamlatılması yoluna gidildiği; … TL’yi aşan yardımların ise “iaşe kolileri”, “öğrenim bedelleri” ve “sağlık giderleri” ile ilgili olduğunu ifade etmişlerdir.

İaşe kolilerinin yoksul vatandaşlara dağıtıldığı ve bunlara ilişkin irsaliyelerin, teslim-tesellüm makbuzlarının ve banka dekontlarının mevcut olduğu belirtilmesine rağmen, eklerde sadece mal alım faturalarının bulunduğu; ne ödeme, ne de dilekçe ekinde söz konusu iaşe kolilerinin kimlere dağıtıldığına ilişkin ve daha önemlisi, eğer dağıtıldıysa, bu kişilerin muhtaç durumda olduğunu kanıtlayan belgeler ibraz edilmemiştir.

Ayrıca 6009 sayılı Kanunun geçici 8. maddesinde memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdederek veya başka bir tasarrufta bulunarak belediye, büyükşehir belediyesi ve il özel idaresinde çalışan kamu personeline her ne ad altında olursa olsun ek ödemede bulunmaları nedeniyle kamu görevlileri haklarında idari veya mali yargılama ve takibat yapılamayacağı hükmü, herhangi bir mevzuatla öngörülmemiş olan, toplu sözleşme ile ya da idari bir tasarrufla mahalli idarelerin bütün personeli için çalışanların koşullarını iyileştirici nitelikte genel olarak bütün çalışanlar için yapılan ek ödemelerle ilgili olup, ilama konu ödemeyi, 6009 sayılı Kanun kapsamında değerlendirmek mümkün değildir.

………Belediyesi bütçesinden, ……… Belediyesi Muhtaç Kimselere Yardım Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak usulsüz ve mevzuatın öngördüğü belgeler eklenmeden yardımda bulunulduğu anlaşılmıştır.

Bu itibarla; 5.Daire tarafından 164 sayılı ilamın 1 inci maddesiyle verilen tazmin hükmünün TASDİKİ gerekir yönündeki ayrışık görüşlerine karşı)
 

29.03.2016 tarihinde karar verildi.

 

 

 

Paylaş