asfalt alım işinde eksik teslimat yapılması

 

Yılı : 2008
Dairesi : 8
Dosya No : 39158
Tutanak No : 40056
Tutanak Tarihi : 24.02.2015
Kararın Konusu :

 


Dosyada mevcut belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşüldü;

1-) 1803 sayılı Ek İlam’ın 1. maddesinde, TÜPRAŞ Batman Rafinerisinden yapılan asfalt alım işinde eksik teslimat yapılması nedeniyle 1405 sayılı İlam’ın 1. maddesi ile 827.374,06 TL’ye verilen tazmin hükmü, 37329 tutanak sayılı Temyiz Kurulu İlamı ile, ön ödemeye ilişkin mevzuata uyulmaması ve mahsup işlemlerinin zamanında yapılmaması nedenleriyle muhasebe yetkilisine de sorumluluk tevcih edilmesi için Bozularak Dairesine Tevdiine karar verilmiş olup, 8. Dairece yapılan yargılama neticesinde kamu zararının ortaya çıkmasında sorumluluğu bulunan Muhasebe Yetkilisi (Mali İşler Daire Başkanı) Osman Ardahanlıoğlu’nun da sorumluluğa dahil edilmesi yönünde hüküm verilmiştir.

Dilekçi 1803 sayılı Ek İlam’ın 1. maddesi ile ilgili temyiz dilekçesinde özetle, Devlet Memurları Kanunu’nun 12. maddesi ile 5018 sayılı Kanun’un 71. maddesi dikkate alındığında hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağının varlığı halinde kamu görevlisinin sorumluluğuna gidilebildiğini;

2008 yılı Erzurum İl Özel İdaresi yatırım programı dahilinde asfalt yapım programı yapıldığını ve TÜPRAŞ ile yapılan görüşmeler neticesinde ön protokol imzalanarak işin işleyişi gereği asfalt bedelinin TÜPRAŞ hesaplarına aktarıldığını; taşıma işini alan Taftalı Petrol Ltd. Şti.nin TÜPRAŞ’tan almış olduğu asfalt malzemesini kuruma teslim etmediğini ve bu sebeple kurumu zarara uğrattığını;

Somut olayda zarara sebep olan hukuka aykırı fiil ve bu fiil ile zarar arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini; asfaltın taşıma işini yapan Taftalı Petrol, Batman TÜPRAŞ rafinerisinden almış olduğu asfaltı Erzurum’a teslim etmediği için kamu zararı oluştuğunu; burada müvekkil muhasebe yetkilisinin herhangi bir fiilinin bulunmadığını;

Muhasebe yetkilisinin mahsup işlemi yapabilmesi için gerçekleştirme yetkilileri tarafından bu yönde bilgilendirmelerin gelmesi ve muhasebe yetkilisi tarafından gerekli işlemlerin yapılması gerektiğini; kaldı ki TÜPRAŞ ile yapılan sözleşme-protokolün birinci maddesinde belirtilen kredi tutarının 2.178.800.00 TL olduğunu ve yapılan ödemelerin ayrı ayrı kredi olmayıp tek bir kredinin taksitli ödemeleri olduğunu; bu uygulamanın önceki yıllarda da yapıldığını ve Sayıştay denetimlerinde herhangi bir sorun olmadığını; muhasebe yetkilisinin harcama birimini sözlü ve yazılı olarak uyardığını ve belgeler gelmediği için mahsup işleminin de yapılamadığını; yılsonunda mahsup işleminin yapılarak zararın kişi borcuna kaydedildiğini; bir an için böyle bir görevinin olduğu düşüldüğünde, Sayıştay ilamında ilk mahsup işleminin 25.09.2008 tarihinde yapılması gerektiği belirtilmiş olup, TÜPRAŞ’tan asfalt alma işinin ilk olarak 14.07.2008 tarihinde başladığını ve en son ürünün 19.09.2008 tarihinde alındığını; bu tarihler dikkate alındığında müvekkilin mahsup yapması gereken tarihte dahi teslim edilmeyen asfalt malzemesinin TÜPRAŞ’tan alındığını, yani müvekkilinin mahsup işlemini yapsa da 827.374,06 TL’yi TÜPRAŞ’a ödemek zorunda olduğunu;

Malın teslim alınması ve buna göre işlemlerin yapılmasının gerçekleştirme görevlisine ait olduğunu; muhasebe yetkililerinin Kanuna göre yapacakları kontrollere ilişkin sorumluluklarının, görevleri gereği incelemeleri gereken belgelerle sınırlı olduğunu;

Muhasebe yetkilisinin hak sahibine ödeme yaptığını ve TÜPRAŞ’tan bu ürünün alındığını; muhasebe yetkilisi ve diğer kişilerin bu bedeli TÜPRAŞ’a ödenmemesi gibi bir keyfiyetinin olmadığını;

Ayrıca muhasebe yetkilisi hakkında gerekli adli ve idari soruşturmaların yürütüldüğünü ve herhangi bir dava açılmadığını, adli olarak soruşturma yürütüldüğünü ve hakkında Erzurum Cumhuriyet Savcılığının 2008/11892 soruşturma no.lu ve 08.02.2010 tarihli kararla kovuşturmaya yer olamadığına dair karar verildiğini; gerek idari, gerekse adli soruşturma neticesinde muhasebe yetkilisinin herhangi bir şekilde görevini ihmal etmediğinin ve suç işlemediğinin sabit olduğunu, açılan tazminat davalarında da herhangi bir yönlendirme olmadığını;

Gerek 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun gerekse 5108 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun muhasebe yetkilisine herhangi bir denetim yetkisi ve görevi vermediğini; mal teslim edilse de edilmese de kurum tarafından bu malın bedelinin TÜPRAŞ’a ödeneceğini belirterek muhasebe yetkilisi hakkında çıkartılan 827.374.06 TL zararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Gerçekleştirme Görevlisi Mensuri TOPCUGİL 39160 sayılı dosyada yer alan dilekçesinde özetle; Erzurum İl Özel İdaresince 11.02.2008 tarihinde TÜPRAŞ’la yapılan protokole istinaden gerek bütçeden, gerekse köylere hizmet götürme birliklerinden ve ek bütçeden Yol ve Ulaşım Müdürlüğü faslına aktarılan ödeneklerle birkaç kez TÜPRAŞ’a asfalt alımı için para aktarıldığını ve asfalt malzemesi nakliyesinin hizmet alımı olarak 4734 sayılı Kanunun 22/d maddesine göre yaptırıldığını; oluşturulan Muayene ve Kabul Komisyonunun düzenlemiş olduğu o işle ilgili çekilmesi gerekli asfalt miktarının çekildiğini gösteren tutanak doğrultusunda ödeme evrakının düzenlendiğini; muayene ve kabul komisyonunun sonradan TÜPRAŞ’tan gönderilen faturalarla, gelen asfalt irsaliyelerinin karşılaştırılması sonucu taşıyıcı firma tarafından asfaltın noksan teslim edildiğinin 3. doğrudan temin işi devam ederken anlaşıldığını ve akabinde savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu; gerek harcama talimatındaki gerekse paranın TÜPRAŞ’a aktarılması için düzenlenen muhasebe işlem fişlerindeki gerçekleştirme görevlisi sıfatıyla atmış olduğu imzaların bir sorumluluk doğurmaması gerektiğini; şayet TÜPRAŞ’a fazla bir ödeme yapılmış olsaydı sorumlu tutulabileceği; ortaya çıkan kamu zararının TÜPRAŞ’a yapılan ön ödemelerde görülen ve sorumluluğunun bulunmadığını; usul hatalarından ziyade asfalt naklini yüklenmiş olan firmanın Batman Petrol Rafinerisinden çıkışı yapılmış olan asfalt ürünlerini Erzurum İl Özel İdaresi ambarlarına teslim etmemesinden kaynaklandığını; konunun taraflarınca tespit edilmesinden sonra hukuki sürecin başlatılmış olduğunu ve sürücülerle ilgili soruşturmanın devam ettiğini belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

Harcama Yetkilisi Bedri ÖZDEMİR 39159 sayılı dosyada yer alan dilekçesinde özetle; tazmin gerekçesinin avans kapatılmadan tekrar avans verilmesi hususunda usul hatası yapılmasına dayandırıldığını, oysa kamu zararının idare malı olan asfalt ürünlerinin nakliye firmasınca idareye teslim edilmemesinden kaynaklandığını; avans açılması ve kapatılması ile ilgili hükümler yerine getirilse dahi taşıma firmasının bu cürmü işleyebileceğini; yüklenici firmanın teslim ettiği irsaliyeler ile TÜPRAŞ Batman Rafinerisinden kargo ile gönderilen faturalar karşılaştırıldığında eksik teslimatın yapıldığının idarece tespitinden sonra Erzurum İl Özel İdaresi Hukuk Müşavirliğine yazılan 13.10.2008 tarihli yazıyla hukuki sürecin başlatılmış olduğu ve halen Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesinde 2010/145 dosya numarası ile hukuki sürecin devam ettiği belirtilerek tazmin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Başsavcılık 39158, 39160 ve 39159 sayılı dosyalarda yer alan karşılama yazılarında, “İlamın 1’inci maddesine ilişkin olarak özetle, asfalt taşıma işini yapan Taftalı Petrolün, Batman Rafinerisinden almış olduğu asfaltı Erzurum’a teslim etmediği için kamu zararının oluştuğu, olayda müvekkil muhasebe yetkilisinin herhangi bir fiilinin bulunmadığı, zarara sebep olan fiilin müvekkile ait olmadığı; TÜPRAŞ’la yapılan sözleşme - protokolde belirtilen kredi tutarının 2.178.800 TL olduğu ve yapılan ödemelerin ayrı ayrı kredi olmayıp, tek bir kredinin taksitleri olduğu ve bu uygulamanın önceki yıllarda da yapıldığı, müvekkilinin 5018 sayılı Kanun uyarınca muhasebe yetkililerinin yapacakları kontrollere ilişkin sorumlulukları, görevleri gereği incelemeleri gereken belgelerle sınırlı olduğu, dolayısıyla müvekkilinin meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı, ayrıca müvekkil hakkında yürütülen adli ve idari soruşturmalar sonucunda herhangi bir dava açılmadığı ileri sürülmekte ve tazmin hükmünün kaldırılması istenilmektedir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 35’inci maddesinde harcama yetkilisinin uygun görmesi ve karşılığı ödeneğin saklı tutulması kaydıyla, ilgili kanunlarda öngörülen haller ile gerçekleştirme işlemlerinin tamamlanması beklenilemeyecek ivedi ve zorunlu giderler için avans vermek veya kredi açmak suretiyle ön ödeme yapılabileceği, anılan maddenin 6 ncı fıkrasına dayanılarak Bakanlar Kurulunca 30/12/2005 tarihinde kararlaştırılan Ön Ödeme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5, 8 ve 11’inci maddelerinde ise kredinin mutemetler adına banka veya aynı idareye hizmet veren muhasebe birimi nezdinde açtırılabileceği; ihale mevzuatı çerçevesinde mal ve hizmet alımı gerçekleştirilecek kamu idarelerinden Maliye Bakanlığınca belirlenenlere yapılacak ön ödemelerde, kredi tutarının doğrudan ilgili kamu idaresinin hesabına aktarılabileceği; her mutemedin ön ödemelerden harcadığı tutara ilişkin kanıtlayıcı belgeleri ilgili kanunlarında ayrıca belirtilmemiş olması halinde avanslarda bir ay, kredilerde ise üç ay içinde muhasebe yetkilisine vermek ve artan tutarı iade ederek hesabını kapatmakla yükümlü olduğu, harcama yetkilisinin talimatıyla bu süreler içinde getirilecek harcama belgeleri tutarında yeniden ön ödeme yapılabileceği, bu şekilde mahsup işlemi yapılmadıkça aynı iş için ön ödeme yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

İlama konu olan olayda ise İdare ile TÜPRAŞ arasında yapılan protokolün 5’inci maddesine istinaden 2.200.000.-TL’lik kredi tutarı, ödenek/nakit durumu dikkate alınmak suretiyle 25.06.2008, 06.08.2008, 19.08.2008 ve 01.09.2008 tarihlerinde düzenlenen dört ayrı muhasebe işlem fişiyle doğrudan TÜPRAŞ’ın hesabına aktarılmış ve 18.06.2008 tarihli onay belgesi ile de 515 tonluk ilk asfalt nakliye işi doğrudan temin usulü ile Taftalı Petrol Ürünleri Tic.San.Ltd.Şti.ne verilmiştir. Yüklenici firma 513,06 ton asfaltı Muayene ve Kabul Komisyonunun 13.08.2008 tarihli tutanağında da belirtildiği üzere İl Özel İdaresi ambarlarına teslim etmiştir. Kalan yaklaşık 2 tonluk asfalt ise taşıtların asgari 20 tonluk olması nedeniyle naklettirilmemiştir. İlk iş bittikten sonra 14.08.2008 tarihli onay belgesi ile 490 tonluk ikinci asfalt nakliye işi doğrudan temin usulü ile yine aynı firmaya verilmiştir. Firma 485,88 ton asfaltı Muayene ve Kabul Komisyonunun 29.08.2008 tarihli tutanağında da belirtildiği üzere İdareye teslim etmiştir. İkinci iş bittikten sonra 02.09.2008 tarihli onay belgesi ile 475 tonluk üçüncü asfalt nakliye işi doğrudan temin usulü ile yine Taftalı Petrol Ürünleri Tic.San.Ltd.Şti.ne verilmiştir. Bu arada gerek birinci, gerekse ikinci taşıma işi tamamlanmış olmasına rağmen açılmış olan kredinin mahsup işlemi yapılmamış ve mahsup işlemi daha sonraki teslimatlarla birlikte 26.11.2008 tarihinde kayda alınmıştır. Diğer taraftan, her ne kadar, kredi tutarının doğrudan hesabına aktarma yapılacak idareleri belirleyen Maliye Bakanlığının 2007/1 sayılı Ön Ödeme Usul ve Esasları Hakkında Genel Tebliği ekinde yer alan Ek:3 listede TÜPRAŞ yer almadığından kredi tutarının doğrudan hesaba aktarılması yerine, idarece görevlendirilecek mutemet adına banka nezdinde kredi açtırılma yöntemiyle alımın gerçekleştirilmesi gerekmekte ise de asfalt malzemesinin TÜPRAŞ’tan satın alınmasındaki işlem süreci ve malzemenin temininin tek partide değil de zamana yayılmış olmasından kaynaklanan özel durumu nedeniyle, kredi işleminin görevlendirilecek mutemet eliyle yürütülmesi fiiliyatta mümkün görülmemektedir. Kaldı ki TÜPRAŞ, İdareye teslim etmesi malzemeyi yetkili taşıyıcı firmaya teslim etmiş ve alımdan artakalan 125.015,31 TL’yi de İdarenin hesabına iade etmiştir. Sorun taşıyıcı firma tarafından TÜPRAŞ Batman Rafinerisinden tam olarak teslim alınan malzemenin İl Özel İdaresine noksan teslim edilmesinden kaynaklanmaktadır. Alımın, görevlendirilecek mutemet eliyle yapılacak olması halinde dahi bu tür bir sorunla karşılaşılabilir. Olay, üçüncü taşıma işi devam ederken TÜPRAŞ’tan posta yoluyla gelen faturaların, taşıyıcı firmanın irsaliyeleri ile karşılaştırılması sonucu İdare tarafından tespit edilmiş ve konu adli yargıya intikal ettirilmek suretiyle hukuki süreç başlatılmıştır. Halen Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesinde 2010/145 dosya numarası ile hukuki süreç devam ettiğinden, dilekçede ileri sürülen açıklamaların yeterli görülerek tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesinin, uygun olacağı değerlendirilmektedir.” denilmiştir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun;

“Hesap Verme Sorumluluğu” başlıklı 8. maddesinde; “Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.”

“Harcama Talimatı ve Sorumluluk” başlıklı 32. maddesinde; “Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.

Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.”

“Giderin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33. maddesinde; “Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. (Değişik cümle: 22/12/2005-5436 S.K./10. mad) Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır.

Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.

(Ek fıkra: 22/12/2005-5436 S.K./10. mad) Elektronik ortamda oluşturulan ortak bir veri tabanından yararlanmak suretiyle yapılacak harcamalarda, veri giriş işlemleri gerçekleştirme görevi sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usûller Maliye Bakanlığınca belirlenir.

Gerçekleştirme görevlileri, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumludurlar.

(Ek fıkra: 22/12/2005-5436 S.K./10. mad) Giderin çeşidine göre aranacak gerçekleştirme belgelerinin şekil ve türleri; kamu borç yönetimine ilişkin olanlarda Hazine Müsteşarlığının uygun görüşünün alınması kaydıyla, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri için Maliye Bakanlığınca, mahalli idareler için İçişleri Bakanlığınca, sosyal güvenlik kurumları için de bağlı veya ilgili oldukları bakanlıklar tarafından, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.”

“Ön Ödeme” başlıklı 35. maddesinde; “(Değişik fıkra: 22/12/2005-5436 S.K./10. mad) Harcama yetkilisinin uygun görmesi ve karşılığı ödeneğin saklı tutulması kaydıyla, ilgili kanunlarda öngörülen haller ile gerçekleştirme işlemlerinin tamamlanması beklenilemeyecek ivedi veya zorunlu giderler için avans vermek veya kredi açmak suretiyle ön ödeme yapılabilir. Verilecek avansın üst sınırları merkezi yönetim bütçe kanununda gösterilir.

Sözleşmesinde belirtilmek ve yüklenme tutarının yüzde otuzunu geçmemek üzere, yüklenicilere, teminat karşılığında bütçe dışı avans ödenebilir. İlgili kanunların bütçe dışı avans ödenmesine ilişkin hükümleri saklıdır.

Açılmış akreditiflere ilişkin kredi artıkları ertesi yıla devredilmekle birlikte ödenekleri iptal olunur. Devredilen kredi artıklarının karşılığı, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde Maliye Bakanı, diğer kamu idarelerinde ise üst yönetici tarafından idare bütçesinin ilgili tertibine ödenek kaydolunur.

Sözleşmelerin bitim tarihlerinde henüz bir kısım hizmet yerine getirilememiş veya zorunlu nedenlerle sözleşmenin uygulanmasına başlanılamamış ancak, ilgili idarece ek süre verilmiş ve bu süre ertesi mali yıla taşmış ise; yılsonunda yüklenme artığı devredilir ve bu tutarlara ilişkin ödenekler hakkında akreditiflerle ilgili hükümler uygulanır. Devredilen yüklenme artığı karşılığı hizmet ek süre içinde yerine getirilerek kanıtlayıcı belgeleri verildiğinde, tutarı hizmetin yapıldığı yıl bütçesine gider kaydıyla ödenir.

Her mutemet ön ödemelerden harcadığı tutara ilişkin kanıtlayıcı belgeleri, ilgili kanunlarında belirtilmemiş olması halinde avanslarda bir ay, kredilerde üç ay içinde muhasebe yetkilisine vermek ve artan tutarı iade etmekle yükümlüdür. Süresi içerisinde mahsup edilmeyen avanslar hakkında 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde ön ödeme şekilleri, devir ve mahsup işlemleri, yapılacak ön ödemelerin idareler ve gider türleri itibarıyla miktarı ve oranlarının belirlenmesi, zorunlu hallerde yapılacak harcamalar için ön ödemenin tutarı ve mahsup süresi, mutemetlerin görevlendirilmesi ve diğer işlemlere ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca hazırlanacak ve Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Diğer kamu idarelerinde ön ödemeye ilişkin usul ve esaslar bu madde hükümleri dikkate alınmak suretiyle ilgili mevzuatlarında düzenlenir.

02/07/1992 tarihli ve 3833 sayılı Kanunun avans ve kredi işlemlerine ilişkin hükümleri saklıdır.”

“Muhasebe Hizmeti ve Muhasebe Yetkilisinin Yetki ve Sorumlulukları” başlıklı 61. maddesinde; “Muhasebe hizmeti; gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diğer tüm mali işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması işlemleridir. Bu işlemleri yürütenler muhasebe yetkilisidir. Memuriyet kadro ve unvanlarının muhasebe yetkilisi niteliğine etkisi yoktur.

Muhasebe yetkilisi, bu hizmetlerin yapılmasından ve muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından sorumludur. 09/12/1994 tarihli ve 4059 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin muhasebe hizmetleri Maliye Bakanlığınca yürütülür. Muhasebe yetkilileri gerekli bilgi ve raporları düzenli olarak kamu idarelerine verirler.

Muhasebe yetkilileri ödeme aşamasında, ödeme emri belgesi ve eki belgeler üzerinde;

a) Yetkililerin imzasını,

b) Ödemeye ilişkin ilgili mevzuatında sayılan belgelerin tamam olmasını,

c) Maddi hata bulunup bulunmadığını,

d) Hak sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri,

Kontrol etmekle yükümlüdür.

Muhasebe yetkilileri, ilgili mevzuatında düzenlenmiş belgeler dışında belge arayamaz. Yukarıda sayılan konulara ilişkin hata veya eksiklik bulunması halinde ödeme yapamaz. Belgesi eksik veya hatalı olan ödeme emri belgeleri, düzeltilmek veya tamamlanmak üzere en geç bir iş günü içinde gerekçeleriyle birlikte harcama yetkilisine yazılı olarak gönderilir. Hataların düzeltilmesi veya eksikliklerin giderilmesi halinde ödeme işlemi gerçekleştirilir.

Muhasebe yetkilileri işlemlerine ilişkin defter, kayıt ve belgeleri muhafaza eder ve denetime hazır bulundurur.

Muhasebe yetkilileri, 34 üncü maddenin ikinci fıkrasındaki ödemeye ilişkin hükümler ile bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen ödemeye ilişkin kontrol yükümlülüklerinden dolayı sorumludur. Muhasebe yetkililerinin bu Kanuna göre yapacakları kontrollere ilişkin sorumlulukları, görevleri gereği incelemeleri gereken belgelerle sınırlıdır. (Ek cümle: 22/12/2005-5436 S.K./10. mad;Değişik cümle: 24/07/2008-5793 S.K./35.mad) Muhasebe yetkililerinin görev ve yetkilerinin yardımcılarına devredilmesine, muhasebe yetkililerinin herhangi bir nedenle görevlerinden ayrılmalarında muhasebe hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin düzenleme yapmaya ve sertifika sınavlarına girmeye hak kazanılması bakımından muhasebe yetkilisi yardımcısı eşiti görevleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Muhasebe yetkilisi adına ve hesabına para ve parayla ifade edilebilen değerleri geçici olarak almaya, vermeye ve göndermeye yetkili olanlar muhasebe yetkilisi mutemedidir. Muhasebe yetkilisi mutemetleri doğrudan muhasebe yetkilisine karşı sorumludur. Muhasebe yetkilisi mutemetlerinin görevlendirilmeleri, yetkileri, denetimi, tutacakları defter ve belgeler ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükümleri bulunmaktadır.

Buna göre, 5018 sayılı Kanunda, giderin yapılmasından ödeme aşamasına kadar tüm işlemlerin harcama yetkilisinin gözetim ve denetimi altında, onun emir ve talimatı ile yürütülmesi öngörüldüğünden;

Harcama talimatı üzerine işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütmekle yükümlü olduklarından ve harcama yetkilisince görevlendirilmiş mutemet, mutemet adına banka nezdinde açılmış bir hesap gibi ön ödemeye ilişkin gerekli belgeler olmaksızın doğrudan TÜPRAŞ’a paranın gönderilmesini sağlayan muhasebe işlem fişini düzenlediğinden, dilekçilerden harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisinin sorumluluk yönündeki itirazlarının kabulü mümkün değildir.

Muhasebe Yetkilileri 5018 sayılı Kanun’un 61. maddesi uyarınca ödeme aşamasında, yetkililerin imzasını, ödemeye ilişkin ilgili mevzuatında sayılan belgelerin tamam olmasını, maddi hata bulunup bulunmadığını ve hak sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri kontrol etmekle yükümlüdürler. Fakat muhasebe yetkilisi, ön ödemeye ilişkin parayı, mutemet adına banka nezdinde açılacak olan hesaba göndermesi gerekirken, doğrudan TÜPRAŞ’a paranın gönderilmesine izin verdiğinden ve ön ödemeye ilişkin mevzuatında ifade edilen şartların oluşup oluşmadığını araştırmadığından, muhasebe yetkilisinin de sorumluluk yönündeki itirazlarının kabulü mümkün değildir.

Bununla birlikte, rapor dosyası ve ekli belgelerin incelenmesi neticesinde;

Erzurum İl Özel İdaresi ile Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) arasında asfalt ve asfalt malzemesi (AC 160/220, MC30, MC800, AC70/120) alımına ilişkin Protokol’ün 5’inci maddesi gereğince, 25.06.2008 tarih ve 3407 nolu Muhasebe İşlem Fişi ile 500.000,00-TL; 06.08.2008 tarih ve 4453 nolu Muhasebe İşlem Fişi ile 500.000,00-TL; 19.08.2008 tarih ve 4775 nolu Muhasebe İşlem Fişi ile 800.000,00-TL; 01.09.2008 tarih ve 5064 nolu Muhasebe İşlem Fişi ile 400.000,00-TL olmak üzere toplam 2.200.000,00-TL kredi tutarının TÜPRAŞ’ın hesabına aktarıldığı,

18.06.2008 tarihli onay belgesi ile de 515 tonluk ilk asfalt nakliye işinin doğrudan temin usulü ile Taftalı Petrol Ürünleri Tic.San.Ltd.Şti.’ne verildiği;

Erzurum İl Özel İdaresi Köye Yönelik Hizmetler Daire Başkanı Bedri ÖZDEMİR'in, kurum bütçesinde 14.07.2008 tarihinden sonra yeterli ödenek olduğu halde söz konusu nakliye ihalesini tek bir seferde yapmak yerine, işin miktarını parçalara bölmek suretiyle ödenecek tutarların eşik değerin altında kalmasını sağlayarak ihalesiz ve teminat alınmaksızın, doğrudan temin usulüyle taşıma işini yaptırdığı ve nakliye işinin verildiği Taftalı Petrol Şirketi ile herhangi bir sözleşme yapılmadığı;

İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Mücahit ERCOŞKUN’un, TÜPRAŞ’tan alınan asfaltların hangi firma tarafından taşınacağı daha ihale edilmeden veya doğrudan temin usulü ile belirlenmeden ve herhangi bir sözleşme yapılmadan, Rafineriden protokol konusu asfalt ürünlerini teslim almaya, teslim ve tesellüme, takip, ikmal ve intaca, ifa ve imzalamaya, Erzurum’a nakletmeye, nakliye işlemlerini yapmaya mezun ve yetkili olmak üzere Taftalı Petrol Ürünleri İnş.Taah.Nak.Tic.ve San.Ltd.Şti.’nin tayin edilmiş olduğunu TÜPRAŞ Batman Rafinerisine 10.07.2008 tarihli yazı ile bildirdiği;

Taşıma işi ile ilgili olarak Muayene ve Kabul Komisyonu Üyelerinin, TÜPRAŞ görevlileriyle bağlantı kurmak suretiyle Erzurum İl Özel İdaresi'ne teslim edilmek üzere asfalt bitüm yüklenen kamyonların takibini ve yüklerin süresinde idarenin deposuna boşaltılmasını temin etmedikleri, TÜPRAŞ'tan yüklenen malzemenin oradaki tartısıyla Erzurum'da yapılan tartısı arasında standartları aşacak şekilde farklar çıktığı halde numune kontrolü yaptırıp bu farkın neden kaynaklandığını araştırmadıkları, bu konuda yetkili idari amir ve kurullara herhangi bir ihbar ve rapor vermemek suretiyle ihale kararında veya sözleşmesinde evsafı ve miktarı belirtilen mal ve miktardan daha eksik malı kabul ettikleri görülmüştür.

Buna göre, Erzurum İl Özel İdaresine gönderilecek asfaltların hangi firma tarafından taşınacağı daha ihale edilmeden veya doğrudan temin usulü ile belirlenmeden ve herhangi bir sözleşme yapılmadan, Rafineriden protokol konusu asfalt ürünlerini teslim almaya, teslim ve tesellüme, takip, ikmal ve intaca, ifa ve imzalamaya, Erzurum’a nakletmeye, nakliye işlemlerini yapmaya mezun ve yetkili olmak üzere Taftalı Petrol Ürünleri İnş.Taah.Nak.Tic.ve San.Ltd.Şti.’nin tayin edilmiş olduğunu TÜPRAŞ Batman Rafinerisine bildiren Genel Sekreter Vekili Mücahit ERCOŞKUN’un; TÜPRAŞ tarafından Erzurum İl Özel İdaresi'ne teslim edilmek üzere asfalt bitüm yüklenen kamyonların TÜPRAŞ görevlileriyle bağlantı kurmak suretiyle takibini ve yüklerin süresinde idarenin deposuna boşaltılmasını sağlamayan, TÜPRAŞ'tan yüklenen malzemenin oradaki tartısıyla Erzurum'da yapılan tartısı arasında standartları aşacak şekilde farklar çıktığı halde, numune kontrolü yaptırıp bu farkın neden kaynaklandığını araştırmayan, bu konuda yetkili idari amir ve kurullara herhangi bir ihbar ve rapor vermemek suretiyle ihale kararında veya sözleşmesinde evsafı ve miktarı belirtilen mal ve miktardan daha eksik malı kabul eden Muayene ve Kabul Komisyonu Üyelerinin sorumluluklarının bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir.

Bu itibarla, 1803 sayılı Ek İlam’ın 1. maddesi ile verilen tazmin hükmünün, mevcut sorumluların sorumluluklarının devamının yanı sıra, yukarıda belirtilen sebeplerle, Erzurum İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Mücahit ERCOŞKUN ile Muayene ve Kabul Komisyonu Üyelerinin sorumluluklarının araştırılmasını teminen BOZULARAK DAİRESİNE TEVDİİNE,

2-) 1803 sayılı Ek İlam’ın 3. maddesinde, Erzurum İl Özel İdare Genel Sekreterliği Köy Hizmetleri Biriminde görevli, Genel Sekreter Yardımcısı ve üç Daire Başkanına özel hizmet tazminatlarının % 30 oranında fazla ödenmesi ve herhangi bir mevzuat hükmü olmamasına rağmen makam ve görev tazminatı ödenmesi; başka bir Daire Başkanı ile Hukuk Müşavirine ise, yine bir mevzuat hükmü olmamasına rağmen makam ve görev tazminatı ödenmesi nedeniyle 1405 sayılı İlam’ın 5. maddesi ile 43.554,94 TL’ye verilen tazmin hükmü hakkında 37330 tutanak sayılı Temyiz Kurulu İlamı ile, herhangi bir mevzuat hükmü olmamasına rağmen makam ve görev tazminatı ödenmesi ile ilgili ilam hükmünün mevzuata uygun olduğuna; İlam’ın 5. maddesinin bir diğer konusu olan Genel Sekreter Yardımcısı ve üç Daire Başkanına ödenen % 30 oranındaki ek özel hizmet tazminatı ödemesine ilişkin gönderilen belgelerin incelenmesi ve sözü edilen belgeler yargılamanın iadesini gerektiren nitelikte görüldüğü takdirde bu yolda işlem yapılması için dosyanın dairesine tevdiine karar verilmiş olup; 8. Dairece yapılan yargılama neticesinde ek özel hizmet tazminatlarına ilişkin 6.927,48-TL’nin sorumluların uhdelerinden kaldırılmasına; makam ve görev tazminatı ödemelerine ilişkin 36.627,46-TL’nin ise tazminine karar verilmesi yönünde hüküm verilmiştir.

Dilekçi 1803 sayılı Ek İlam’ın 3. maddesi ile ilgili temyiz dilekçesinde özetle, İl Özel İdaresi Kanununda daire başkanı, hukuk müşaviri ve genel sekreter yardımcılarının özlük hakları hakkında herhangi bir düzenleme bulunmaması nedeniyle Belediye Kanununun 22 nci maddesinin kıyasen uygulanmak suretiyle ilgililere makam ve görev tazminatı ödendiğini; Kanundaki boşluğun Belediye Kanunundan kıyas yapılarak doldurulmasının mahsurları olacağını gören kanun koyucunun bu eksikliği gidermek için 6009 sayılı Kanunu çıkardığını ve sonrasında ise 661 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile gerekli düzenlemelerin yapıldığını; bu durumda 2011 yılından önceki ödemelerin 6009 sayılı Kanuna göre, 2011 yılından sonraki ödemelerin ise hem 6009 sayılı hem de İl Özel İdaresi Kanununa göre mümkün olduğunu belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

Başsavcılık karşılama yazısında; “İl Özel İdaresi Kanununda daire başkanı, hukuk müşaviri ve genel sekreter yardımcılarının özlük hakları hakkında herhangi bir düzenleme bulunmaması nedeniyle Belediye Kanununun 22nci maddesi kıyasen uygulanmak suretiyle ilgililere makam ve görev tazminatı ödendiği; Kanundaki boşluğun Belediye Kanunundan kıyas yapılarak doldurulmasının mahsurları olacağını gören kanun koyucunun bu eksikliği gidermek için 6009 sayılı Kanunu çıkardığı, sonrasında ise 661 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile gerekli düzenlemelerin yapıldığı, bu durumda 2011 yılından önceki ödemelerin 6009 sayılı Kanuna göre, 2011 yılından sonraki ödemelerin ise hem 6009 sayılı hem de İl Özel İdaresi Kanununa göre caiz olduğu, bu nedenlerle tazmin kararının kaldırılması gerektiği ileri sürülmekte ise de, Erzurum İl Özel İdaresinin 2008 yılı hesabını yargılanması sonucu düzenlenen 1405 nolu asıl ilamın 5’inci maddesinde, Osman Ardahanoğlu sorumlular arasında yer almamaktadır. Anılan maddeye sorumluların yapmış olduğu itiraz üzerine Temyiz Kurulunun 11.06.2013 tarih ve 37330 tutanak sayılı Kararında; herhangi bir mevzuat hükmü olmamasına rağmen makam ve görev tazminatı ödenmesi ile ilgili ilam hükmünün mevzuata uygun olduğuna. Genel Sekreter Yardımcısı ve 3 Daire Başkanına ilave olarak ödenen %30 oranındaki özel hizmet tazminatına ilişkin gönderilen belgelerin incelenmesi ise temyiz konusu olmadığından, bu hususta yapılacak işlem olmadığına, sözü edilen belgeler yargılamanın iadesini gerektiren nitelikte görüldüğü takdirde bu yolda işlem yapılmasını için dosyanın Dairesine tevdiine karar verilmiştir. Bunun üzerine Dairece yargılamanın iadesine ilişkin düzenlenen 1801 nolu ek ilamda asıl ilamda 43.554,94 TL olan tazmin tutarı, gönderilen belgelerin dikkate alınması sonucu 36.627,46 TL ye düşürülmüş, ancak Osman Ardahanoğlu asıl ilamda sorumlular arasında sayılmamasına rağmen yanlışlıkla ek ilamda sorumlular arasına dahil edilmiştir. İlgilinin ek ilamın bu maddesinde sorumlular arasında yer almaması gerektiğinden, yanlışlığın düzeltilmesi için dosyanın Dairesine tevdiine karar verilmesinin, uygun olacağı değerlendirilmektedir.” denilmiştir.

5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun “Norm kadro ve personel istihdamı” başlıklı 36. maddesinin dördüncü fıkrasında; “Genel Sekreterlik kadrosuna atananlar, Büyükşehir belediyesi bulunan illerde genel idare hizmetleri sınıfına dahil bakanlık genel müdürü, diğer illerde ise genel idare hizmetleri sınıfına dahil müstakil daire başkanı için ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar; bunlar valinin teklifi ve İçişleri Bakanlığının onayı ile atanır.” denilmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 26. maddesinde; “Kanuna ekli IV sayılı cetvelde unvanları yazılı görevlerde bulunanlara hizalarında gösterilen gösterge rakamlarının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda makam tazminatı ödenir. Makam tazminatı damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz ve ödemelerde aylıklara ilişkin hükümler uygulanır. Bu tazminattan yararlananlara ayrıca yüksek hakimlik tazminatı ödenmez.” denilmekte olup ilgili IV sayılı Cetvelin 7’nci sırasında, birinci dereceli kadroya atanmış olmak kaydıyla, Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin merkez teşkilatı Daire Başkanı kadrolarına atananlara ödenebilecek olan makam tazminatı göstergesinin 2.000 olduğu bildirilmiştir.

Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere sadece İl Özel İdare Genel Sekreteri için makam tazminatı öngörülmüş olup, genel sekreter yardımcısına ve il özel idaresinde görevli daire başkanlarına makam tazminatı ödenebileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Keza, 657 sayılı Kanuna ekli IV sayılı cetvelde anılan daire başkanları Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin merkez teşkilatı kadrolarına atanan daire başkanları olup il özel idaresinde görevli daire başkanları bu kapsama dahil değildir.

Anayasanın 128. maddesinde, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği; memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 146. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında da:

“Bu Kanunun birinci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren memurlar aylık, ücret, ödenek, hizmetle ilgili her çeşit ödeme ve bunların şekil ve şartları bakımından bu Kanundaki hükümlere, aynı maddenin ikinci fıkrası kapsamına giren memurlar özel kanunlardaki hükümlere tabidir.

Memurlara kanun, tüzük ve yönetmeliklerin ve amirlerin tayin ettiği görevler karşılığında bu Kanunla sağlanan haklar dışında ücret ödenemez hiçbir yarar sağlanamaz.” denilmektedir.

Bununla birlikte, il özel idaresi genel sekreter yardımcısı ve daire başkanlarına yapılan makam, temsil ve görev tazminatı ödemelerinin 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 22. maddesi hükümleri ile mukayese edilerek ödenmesi yersizdir. Zira, ilgililer İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’nde çalışmakta olup Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 22. maddesi hükümlerinin kendilerine uygulanması mümkün değildir.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 22. maddesinin ilgili hükümleri aynen aşağıdaki gibidir:

“Genel sekreter, belediye başkanının teklifi üzerine İçişleri Bakanı tarafından atanır. Genel sekreter kadrosuna atananlar, genel idare hizmeti sınıfına dahil bakanlık genel müdürleri, genel sekreter yardımcısı kadrosuna atananlar ise bakanlık bağımsız daire başkanları için ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar.

Büyükşehir belediyesi 1.hukuk müşaviri ve daire başkanları, bağlı genel müdürlüklerin daire başkanlarının yararlandığı makam ve görev tazminatından aynen yararlanırlar.”

Yukarıya alınan mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, İl Özel İdaresi Kanununda, sadece il özel idaresi genel sekreterliği kadrosuna atananların yararlanacakları mali haklar hüküm altına alınmış olup, Genel Sekreter Yardımcıları, Daire Başkanları ve Hukuk Müşavirleri için mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 22. maddesinde ise büyükşehir belediyesi genel sekreterliği kadrosuna atananların, büyükşehir belediyesi genel sekreter yardımcısı kadrosuna atananların ve büyükşehir belediyesi daire başkanlarının yararlanacakları mali haklar ayrı ayrı belirlenerek hüküm altına alınmıştır. Buna göre, eğer dilekçinin iddia ettiği gibi il özel idaresinde çalışanlara başka kurumların tabi oldukları mevzuat hükümleri ile mukayese edilerek ödeme yapılabilecek olsaydı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 36. maddesi ile Genel Sekretere yapılacak olan ödemeyi de tespit etmeye gerek kalmazdı. Zira, Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 22. maddesinde Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterinin yararlanacağı mali haklar sayılmıştır.

Bu nedenle, Kanun Koyucu tarafından İl Özel İdaresi Kanunu’nda Genel Sekreter Yardımcısı, Daire Başkanların ve Hukuk Müşavirinin Makam Tazminatı, Temsil Tazminatı ve Görev Tazminatı alabileceğine dair herhangi bir hüküm konulmamasına rağmen, Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısının ve Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanlarının yararlanacağı mali hakların gerekçe gösterilmesi mümkün değildir.

Ayrıca dilekçi, tazmin hükmünün 6009 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesi hükmü gereğince kaldırılmasını talep etmekte ise de, mezkur Kanun ile getirilen düzenleme sadece memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdederek veya başka bir tasarrufta bulunarak belediye, büyükşehir belediyesi ve il özel idaresinde çalışan kamu personeline yapılan ödemelere ilişkin olup tazmine konu olan olayla bir ilgisi bulunmamaktadır.

Bu nedenle, Erzurum İl Özel İdare Genel Sekreterliği Köy Hizmetleri Biriminde görevli, Mücahit Ercoşkun (Gen.Sek.Yrd.), Bedri Özdemir (Daire Bşk.), Osman Ardahanlıoğlu (Daire Bşk.), Suat Alagöz (Daire Bşk.), Orhan Boroğlu (Daire Bşk.) ve Özlem Küçükdemir (Hukuk Müşaviri)’ne herhangi bir mevzuat hükmü olmamasına rağmen Makam ve Görev Tazminatı ödenmesi mümkün değildir.

Konunun esası bu şekilde olmakla birlikte, usul yönünden bir hata yapılmış ve 1405 sayılı Asıl İlamda sorumlular arasında sayılmamasına rağmen herhangi bir gerekçe belirtmeksizin Muhasebe Yetkilisi Osman Ardahanoğlu, yanlışlıkla 1803 sayılı Ek İlam’da sorumlular arasına dahil edilmiştir.

Bu itibarla, 1803 sayılı Ek İlam’ın 3. maddesi ile verilen tazmin hükmünün sorumlulukların yeniden belirlenmesini teminen BOZULARAK DAİREYE TEVDİİNE